Spor Yazarları Fenerbahçe-Dinamo Kiev Maçını Değerlendirdi
Temsilcimiz Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi’nde gruptaki ilk maçında sahasında ağırladığı Dinamo Kiev’ 2-1 mağlup etmeyi başardı.
Sabah ve Fotomaç Gazetesi yazarları da bu mücadeleyi çarpıcı sözlerle yorumladı.
İşte o yazılar…
EMRE BOL – HADİ ŞİMDİ YATIN!
Savaş mağduru bir kulübü bu kadar antipatik hale getirmek her halde Lucescu’nun taktiksel becerisiydi. Taktik, “Faul yap, yalandan faul al, yerde yatabildiğin kadar yat, yeter ki oyunu soğut” üzerine kurulmuştu.
Öyle saçma pozisyonlarda yerde yattılar ki, sadece Fenerbahçeli oyuncuların değil, tribünlerin de sinirlerini bozdular. İlk yarıdaki gole gitme istatistiklerine baktım, gözlerime inanamadım. Fenerbahçe 0.83 iken Dinamo Kiev 0.03’tü. Bu kadar düşük hücum istatistiğini ilk kez görüyorum. Amaçları gol atmak değil, yememek üzerine kuruluydu Altay’ı 45 dakika boyunca neredeyse hiç görmedik.
Lucescu ne yaparsa yapsın Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi elemelerindeki hazır olmayan Fenerbahçe değildi. Daha güçlenmiş, daha organize, daha ne yaptığını bilen bir Fenerbahçe vardı sahada… Ben akan oyun golü beklerken duran toptan golü bulduk. Dinamo Kiev’in ilk çerçeveyi bulan topunda ise golü yedik.
Bundan sonra kimse bizim hakemlere konuşmasın. Futbol oynamaya değil, yerde yatmaya gelmiş bir takıma çok fazla müsamaha gösterdi. Ama sahada öyle istekli bir Fenerbahçe vardı ki; çirkef Lucescu’yu daha önemlisi çok kötü olan hakemi de yendi. Hadi şimdi gidin Kiev’e bol bol yerde yatın! İyi uykular.
GÜRCAN BİLGİÇ – KADIKÖY’ÜN SAHİPLERİ
Lucescu, teknik direktörlük hayatında yeni bir format ile tarihe geçti muhtemelen. Yerde yatarak futbol oynamak isteyen bir takım yapmış. Sahada belki oynayanların bile utandığı bir performans var ama Lucescu’nun sıfatı “dahi”…
Jesus, istediğini aldığı Kayseri kadrosunu ve oyunu bozmak istemedi. Çok haklı. Rossi ilk 11’in farklı oyuncusuydu. Bunun sıkıntısını da maç boyunca yaşadı aslında Fenerbahçe. Crespo-Arao ikilisi topu geri kazanmak için ideal.
Bu eleştirileri sahadaki takım yeterli olmadığı için değil, daha iyi olma ihtimali üzerine yapıyorum. Yoksa, sahadaki her oyuncunun her ter damlasında kazanma isteği var. Bir şans golü ile gelen beraberlik sonrasındaki şoku atlatamayacak kadar da duygusallar. Tıpkı tribündekiler gibi.
Dinamo Kiev beraberliği sağladığında koltuklarına “Bu iş bitti” diye çöken taraftarlar, sahadakileri nasıl ayağa kaldırabilir? Jesus ön tarafı komple değiştirerek takımı da, tribünleri de tekrar sahanın içine aldı. Mert Hakan’ın korneri atmak istemeyen rakip oyuncu ile tartışması buji görevi yaptı. Bir anda uykudan uyandı Kadıköy’ün sahipleri…
ÖMER ÜRÜNDÜL – FENERBAHÇE’NİN ARTISI TAKIMIN HIRSI
Fenerbahçe ilk yarıda yüksek tempolu, etkili presli ve yoğun baskılı bir futbol sergiledi. Rakibe top kullanma şansı bırakmadılar. Ama ofansif girişimler alışılmış biçimde planlı programlı olmadığından üretkenliğe dönüşmedi. Çünkü devamlı değişen kadrolarla ciddi uyum sıkıntınız olur.
İlk yarıda bu kadar hızlı atak bir oyunda sadece tek gol atılması ve bunun da duran top olması gerçeği ortaya koyuyor. İkinci yarıda 10. dakikadan itibaren Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki takım presi düştü. Oyun da iyice kopuk kopuk olmaya başladı.
Dinamo Kiev ilk atak girişiminde beraberliği bulunca, moraller de bozuldu. Toplam 5 değişiklikle saha içinde ne yapmak istediği belli olmayan, pozisyon bulunamayan bir baskı ortaya çıktı.
Ama sonuçta uzatmada Batshuayi’nin golüyle 3 puan kazanıldı. Gelelim esas üstünde durulması gereken konuya: Herkesle aynı fikirde değilim. Dün geceki galibiyete rağmen Jorge Jesus bana göre doğru yolda değil. Bu anlayışıyla takım olamazsınız. Çünkü sisteminiz oturmaz.
Dün geceden ufak örnekler vermek gerekirse; Joao Pedro yeni geldi, fizik olarak hazır değil, zamana ihtiyacı var. Partneri King’i hiç tanımıyor. Daha sonra Valencia ile takıma daha yeni katılmış Batshuayi giriyor. Dün gece Crespo, Ferdi, Arao biraz da Alioski sahne aldı. Onun dışında performanslar yeterli değildi. Buna hatalı gol yiyen Altay da dahildi. F.Bahçe’nin artısı ise takımın hırslı olmasıydı.