Emre Belözoğlu: İdmana çıktı ‘çok büyük transfer yaptık’ dedim
Emre Belözoğlu, Fenerbahçe’de sportif direktörlük görevini yürüttüğü sırada transferini gerçekleştirdiği İsmail Yüksek’in oyun tarzını Frenkie de Jong’a benzettiğini söyledi.
Başakşehir teknik direktörü Emre Belözoğlu, İsmail Yüksek’in transfer sürecini anlattı ve oyuncuyu Frenkie de Jong’a benzetti. Lig Radyo’ya konuşan Belözoğlu, sarı lacivertli ekipte sportif direktör olduğu dönemde transfer edilen İsmail Yüksek hakkında da açıklamalarda bulundu.
EMRE BELÖZOĞLU’NDAN FRENKİE DE JONG BENZETMESİ
Emre Belözoğlu, Fenerbahçe döneminden Başakşehir’e uzanan teknik adamlık yolculuğunun yanı sıra oyuncu olarak yaşadıklarını da anlattı.
İsmail Yüksek’in transfer sürecinden bahseden Belözoğlu, “İsmail Yüksek benim onayımdan geçti ama ben hiç izlemedim. İsmail antrenmana çıktığı anda ‘Çok büyük bir oyuncu transfer ettik.’ dedim. Kadife gibi bilekleri var. Boyuna göre böyle bir sıçrama kabiliyeti olan oyuncu ilk kez gördüm. Oyun tarzını Frenkie de Jong’a benzetiyorum” dedi.
İşte Emre Belözoğlu’nun sözlerinin satırbaşları:
Bazen bazı kararlar veriliyor ancak sonra doğru olmadığına karar veriyorsunuz. Tanımadığım bir insan. Daha önce denk gelmiştim. Cem (‘Dizdar) abinin futbolu bırakıyorsun hemen antrenör oluyorsun aflarına alınganlık gösterdim.
Bu seviyedeki oyuncuların oyunu anlayabileceğini biliyorum. Antrenmanda neler yaptığımızı oyuncularıma gösteriyorum. 8 numarada hiç oynamamış bir oyuncuyu orada oynattığım zaman saha içindeki görevini biliyor. Yapar yada yapamaz. Çabası beni mutlu ediyor.
Oyuncuyken beni etkileyen teknik adamlar oldu. En çok etkileyenler 23-24 oyuncusuna oynatmak istediği oyunu ezberletenler oldu. Oyuncunun gelişim sürecini yakinen takip etmeniz gerekiyor. Simeone gördüğüm en disiplinli antrenör. İletişimi de çok kuvvetli. Futbolcularını fiziksel ve zihinsel olarak geliştirmek için elinden geleni yapar. Futbolcularının her zaman futbolu hayatlarının merkezine koymasını ister.
Başakşehir’e geldiğim dönem, kulüp genlerine aykırı bir gidişat vardı. Her şey kötü gidiyordu. Gelişimizle birlikte bir şeyleri toparladık ve en çok puan toplayan takımlardan biri olduk.
Fenerbahçe’de, kendi ekibim yoktu. Ben bir irade koydum ama hazırlığımız olmadan göreve geldik. Başakşehir’de derinlemesine takımın içine girdik.
“Galatasaray’da gözümüz karaydı, kanımız deliydi”
Galatasaray’da çok şey öğrendim. Gözümüz karaydı, kanımız da deliydi. Her topa sokuyorduk ayağımızı. Kısa boylu oyuncular olsak da (Okan, Emre, Suat) yetenekli oyunculardık. Sonrasında futbol değişti. Daha fazla teknik adam üzerinden yapılanan bir model geldi.